29 Temmuz 2011 Cuma

WoW'la yeni hayat.

Uzuuun bi zaman önce belki daha ilk paketlerinde oynamıştım wow'u ilk defa. Sonraları para vermek istemediğimden yada sıkıldığımdan tam olarak bilmiyorum (online oyunlara karşı bi antipatim vardı o dönem) bıraktım oynamayı.
Daha sonra TurkWow denen bişi keşfettik arkadaşlarla. Hem Wow'du, hem ücretsizdi. Sonra tabi orjinal serverdan beklenen kalite burada olamazdı. Server 25 level geri sardı. O an bıraktım oyunu. Aradan uzun bi zaman geçti. Cataclysm'den sonra yeniden heves ettim. Gittim account aldım. Yeniden oyuna başladım.

Dün Ogrimmar'daydım. Etrafta dolanıp dg* bekliyordum. Şehrin içinde var olan doğayı inceliyordum. Bir kurbağaya zoom yaptım. O an gördüklerim karşısında dilimi yuttum olm. Kurbağa diliyle sinek yakaladı lan. Ha, olmaz mı, olur tabi ama abi bu kadar da gerçekçilik olmaz ki. Bildiğin attı dili havaya, sinek yakalayıp yedi. Daha sonra çok bekledim. Midesini çıkarıp temizleyen kurbağa görür müyüm diye; ama olmadı. Dungeon geldi o an.

O an anladım ama Blizzard'ın neden Blizzard olduğunu. Bugün paraya kıydım ve gittim peluşlu pet aldım Blizzard Store'dan. Adamlar hakediyo olm parayı. Yapıyolar, alıyolar. Ama başka oyuna para vermem o ayrı. Blizzard başka, Blizzard can.

Warcraft, Starcraft ve Diablo...

Alıcaksa cebimden parayı bunlar almalı kardeşim. Ötesi yok, ötesi yalan.

Bi de Night Elf kızlarına hastayım. Öhm.. Neyse velhasıl kelam, Warcraft'ın içinde bambaşka, yepyeni, mükemmel ve eksiksiz bir hayat var.

Sinek yakaladı lan kurbağa, diliyle sinek avladı...

Bu kadar da olmaz ki...

*dg: dungeon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder