Sıcaklarda zaten dışarı pek çıkılmadığı için, öğleden sonra evdeydim. Biçare TV karşısında kanalları zaplamaya başladım. Annem içerden seslendi. TNT'yi aç, dedi. İzdivaç var, dedi. Malum gündüz vakti kumanda anne elinde olur. Altın kural napıcaana karışmamaktır.
Açtım izdivaç'ı. Beraber izledik. Evet, 'beraber' izledik. Öyle bir zamana denk gelmişim ki, gözlerimden yaş geldi lan.
Bi kadın var. H diyelim. 34 yaşında. Akrabalarını, özellikle annesini reddetmiş. Çok eleştirmişler bunu, neden böyle yapıyosun diye. Bugün açıklamış, ona da ben denk geldim.
Olay H, 17 yaşındayken oluyo. H'yi halasının oğluyla nişanlamış aileler. Halaoğluyla arasında bişi yok önceleri. Nişandan sonra biraz da mecburiyetten hoşlaşmışlar. Sonra çocuk askere gitmiş. Ailesi 'kapalı'. Muhafazakar yani. Kız daha 17sinde ve 'açık'. Halaoğlunun ailesi bunu istememiş. Bizim gibi olucan demişler. O ara da oğlan askerden gelmiş. Bu bizim istediğimiz gibi değil, bize yakışmaz, nişan yüzükleri de takıldı, yapman gerekeni yap demişler çocuğa. Oğlan bigün H'yi çağırmış gece vakti. Çok önemli bişi konuşmamız lazım demiş. H, ailesinden habersiz evden kaçmış gitmiş çocuğa. Annesi o sıra camın ardında H'nin arkasından bakıyodu büyük ihtimal. Gitmiş, nişanlısı ve nişanlısının ailesi orada. H'yi bir araca bindirmişler. Gecenin 2'sinde ormana götürmüşler. Aile biz anayolda bekliyoruz, demiş. İşini çabuk hallet. Çocuk, H'yi almış ormanın içlerine sürüklemiş. Orada cebinden bıçağı çıkarmış. Seni öldürmem lazım demiş. Neden demiş H. Neden öldürmek istiyosun beni? Ailem böyle karar almış; şimdi seni öldürmezsem beni öldürürler, demiş çocuk. Yalvarışlar, yakarışlar... 18 yerden bıçaklamış çocuk H'yi. Bıçağı tam kalbine indirirken H bıçağı tutmuş; parmakları doğranmış. Çocuk acımış bu haline H'nin sonra. Seni yola çıkaralım demiş. Hasthaneye götürelim. Yolda aile bekliyo tabi. Yola çıkmışlar. Aile; neden öldürmedin, diye sormuş. Kıyamadım demiş çocuk. Aile, H'yi alıp oturdukları binanın çatı katına çıkarmışlar. Yaraları açık. 5 gün bekletmişler orada. Ölmesini beklemişler. Aile bigün apartmanda yokken sürünerek aşağı kadar inmiş H. Bir minibüs bulmuş; otogara bırakmış minibüs. Korkmuş, başına bişiy geleceğinden. O halde İzmir'e gitmiş H, İstanbul'dan. Ablasının ve annesinin yanına. Annesinin, ablasının, diğer tüm akrabaların haberi var olaydan. Bir H'nin yok. Ölüm mahkumu olduğu için. Güç bela hastaneye yetiştirmişler. Sağ bacağında his kaybı olmuş.
Şimdi 2 çocuu var. Barmenlik yapıyo. 2 kez evlenmiş daha sonraları. O gün bu gün görmemiş ailesinden birini. Annesi kız evlatlarını yok sayarmış zaten. 5 kız 1 erkek kardeşlermiş bunlar. Anneleri 1 oğlum var, başka çocuğum yok dermiş.
Hikaye acı, herkesi ağlattı. Gözlerim doldu benim de. Ölümün, cinayetin, katlin soğuk nefesini hissettim bi an. H, 18 yerinden bıçaklandığını anlatırken o acıyı teyammül edemiyordum. Ancak utanç verici, insanlık dışı ve lanet okutturan, ana avrat sövdüren şu töre'nin Allah bin türlü belasını versin.
Düşününce ne hayatlar yaşanıyo, biz rahat içinde sıcaklardan, soğuklardan, yada havadan sudan şikayetler içinde kendimizi boğmaya çalışırken...
Bunları anlatırken 18 yerinden de gözyaşı döküyordu H. Töre, diyordu. ''Kimse karşı gelememiş ki sen gelesin.''
Töre... Allah belanı versin!
Bu nedir ya. Allah'a inanıyorum, günah diye başımı kapatıyorum der bu mahluklar ama Allah'ın verdiği bebeği kabul etmezler. Beyin yok ki.
YanıtlaSilAynen öyle...
YanıtlaSil